Vivec zırhını giydi ve tıkabasa fani etkileşimleriyle ve bilgiyle dolu olan, hiç bir zihniyetin bilmediği düzlemsel olmayan haritaya ve ilahi bir kıvılcımla biçimini geliştiren uzaya adımını attı. Dedi ki, “Buradan itibaren sekiz canavara hücum etmeliyim.”
Vivec sonra yıldızlı kalpten gelen güveleri gördü, yanlarında Kızıl Dağ’ın küllerinden daha beter toz getiriyorlardı. Hükümran kralın eşi benzeri olmayan çift başını gördü. Ve sekiz kusur değerli taşlara bezenmişti, pranga gibi gözüken tacın çift başlı kralın ikiz taçları olduğunu anladı. Ve bir nehir çift başlı kralın ağzına doğru akıyordu, çünkü onda izdiham mevcuttu.
Vivec daha sonra Saklı Kapının Merkezi’nde Eğreti Hane’yi inşa etti. Buradan gelecek çağları gözlemleyecekti. Hanede yazılmıştır ki:
İlk köşetaşının parmağı vardır
Gömülü ve ileriyi işaret eder
Toprak zeminde yavaştır
Kuzey tahmin ötesidir,
Yine de ruh barındırmaz
İkinci köşetaşının dili vardır,
Toprak bile konuşabilir,
Dinle ve sevgiyi göreceksin
Kadim kütüphanelerin ihtiyacıdır
Üçüncü köşetaşında biraz sicim vardır,
En sevdiğin renk gibi şekillenmiştir,
Onu orada kimin bıraktığını bir kız hatırlar
Ama onu incelemekten ve
Neye bağlı olduğunu görmekten korkar
Dördüncü köşetaşının dokuz kemiği vardır,
Kara kediden özenle çıkarılmıştır,
Bu kelime tarzında düzenlenmiştir
Bizi hasımlarımızdan korumaktadır.
Hanen şuan güvende
Öyleyse niye-
Hanen şuan güvende
Öyleyse niye-
Kelamların sonu ALMSIVI’dir.