Systres

Tamriel’ın batısında kalan ve diğer bölgelere görece önemsiz kalan Systres adalarının tarihi Birinci Çağ’a kadar uzanır.

Druidler

Ada tarihine dair ilk yazılı bilgiler buraya yerleşen druidlerin elinden çıkmadır. Bu druidler aslında, Ulu Kaya’da artan Direnni baskısından 1. Çağ 330’da kaçan Bretonlardır. O dönemin iki süper gücü olan Direnni Hanesi ve Alessia İmparatorluğunu yöneten teokrat Alessia Düzeni, din temelli bir çatışma içerisindeydi. Alessialılar, elf olan Dirennilerin kökünü kazımakta ısrarcıydı. Ayrıca Ulu Kaya’da yaşayan druidlerin, kurulan yeni din için zararlı olduklarını düşünüyorlardı. Direnniler de kendi çıkarları için druidlerin tehlikeli olabileceğini ön görmüş ve bu ufak nüfusu baskı altında tutmaya çalışmıştır. Kendi istekleriyle mi yoksa sürgünle mi başladığı bilinmeyen yolculuklarına çıktıklarında ise denizde kayıplar vererek Systres adalarına ulaştılar. Anlatılanlara göre rüzgarda duydukları şarkıyı takip ederek okyanusun ortasındaki bu adayı buldular. Her ne kadar tamamen güvenilir olmasa da druidlerin yazdıklarına göre, kısmen çorak olan bu adayı druidler büyü güçlerini kullanarak yeşillendirmiş ve ehlileştirmiştir. Zamanla da takımadaların tümüne yayılmışlardır. Bu yayılma beraberinde bölünmeyi de getirir. Druidler üç ayrı mezhebe bölünür. Bunlar Stonelore, Eldertide ve Firesong’dur. Ama denizin ötesinden gelecek olan başka bir tehdit, druidlerin arasındaki ayrılığı kısa kesecektir.

Solak Elfler ve Yokudalılar

Systres ‘in çok uzaklarındaki Yokuda kıtasında önemli gelişmeler yaşanıyordu. Solak Elfler ve Kızılmuhafızların ataları Yokudalıların arasındaki savaş neticesinde Yokuda kıtası yaşanılmaz bir yer hale gelmekteydi. Solak Elflerin, Yokudalılar tarafından yok edildiği düşünülse de bazı alimlerin bulgularına göre bir kısmı hayatta kalmış ve Systres’e göç etmiştir. Buraya sığınan elfler yine de huzur bulamamış ve Yaztutan adalarına doğru ilerlemeye çalışmıştır. Tabi bu yolculukta bir çoğu denizde kaybolup ölmüştür. Şanslı olanlar ise Maormerlerin korsan gemilerine katılmıştır. Birinci Çağ 665’te Systres’e yanaşan çıkarma gemilerindeki askerlerin kimliği hakkında çelişkili bilgiler mevcuttur. Olayı ele alan druid metinlerinde mürettebatın uzun yüzlü ve uzun kulaklı olduğu aktarılır. Bu tasvir, ilk bakışta solak elfleri andırsa da, metinde bahsedilen şeyin yüz hatları değil sadece görünüş tasviri olması da muhtemeldir. Şöyle ki, o dönemde yaşayan Yokudalı askerler, ibadet ettikleri tanrı Tava’ya öykünmeye çalışarak kullandıkları miğferlerin kenarlarına kanatlar iliştirmişlerdir. Hatta bir alimin teorisine göre solak elf diye bir şey yoktur. Yüksek Yokuda kültüründe elf kelimesi, düşman kelimesiyle aynı anlama geliyordu. Yani Solak Elfler denen şey aslında, Solak Düşmanlardı. Daha sonra yapılan çevirilerde bu ince ayrım gözden kaçmış ve elf olarak çevrilmiş, ortaya da var olmayan Solak Elf diye bir ırk çıkmıştır. Ama yapılan arkeolojik araştırmalardan sonra bu iddianın güvenilirliği pek kalmamıştır. Gemiden karaya inenleri anlatan druid, bunların omuzlarında kalkanlarıyla upuzun bir çizgi halinde yılanı andırdığını yazmıştır. Na-Totambu harabelerinde bulduğumuz Yokuda kalkanlarının sayısı oldukça az olmakla beraber genelde ustaca işlenmiş motifler taşımaktadır. Bu da bize Yokudalıların kalkanları savaşta savunma amacıyla değil, merasimlerde kullandığını göstermektedir. Öte yandan Yokudalıların meşhur savaşçısı Nasifa’nın mezar taşında “korkak bir elf ve goblin gibi kalkanın arkasına saklanmayıp, elindeki çelik kılıcının imkanları dahilinde cesurca savaştığı” yazmaktadır. Bu durumda gemiden inen büyük kalkanlı kişiler elflerden başkası değildir. Neticede Systres ‘teki istilacılar adayı ele geçirmek üzereyken doğanın kendisi bu sürece müdahale eder ve Firesong Yanardağı patlar. Elf ve druidlerden çoğu hayatını kaybeder. Ama adanın kontrolü elflerin geçmiştir. Volkan patlamasının oluşturduğu tahribat kıtlığa neden olur. Solak elflerin bu zaferi de Birinci Çağ 785’te, Tamriel’a yelken açan Yokudalıların savaşçı grubu Ra Gada tarafından gölgelenecektir. Ra Gada, adada açlık çeken elfleri öldürüp yoluna devam eder. Systres ‘te geriye druidler kalır. Sayıları azalmıştır ama tecrübeleri artmıştır.

Systres’te Veba

Birinci Çağ 2200’de ise Thras’un salyangoz halkının yaydığı hastalık adayı vurur. Sloadları cezalandırmak isteyen Bendu Olo, meydana getirdiği donanma Systres’e gelir. Harekatın merkezi burası olacaktır. Bu amaçla büyük bir liman inşa edilir ve donanmanın kapasitesi genişletilir. 2260’ta yapılan nihai saldırı sonucu Thras adası okyanusun dibine batırılır. Donanmanın yarısı yok olsa da zaferle Systres’e dönen kaptanlar, aralarında yaptıkları anlaşmaya göre bu adayı ortak zaferlerinin müze adası ilan ederler. Tabi kısa süre sonra bu kaptanlar Alessia İmparatorluğu’nun yıkımına yol açacak olan Hakikat Savaşı’nda birbirinin boğazına sarılacaktır.

Systres Adası
Systres Adası

Systres adasında imzalanan anlaşmadan sonra kaptanlar gemilerini alarak memleketlerine döner. Geriye sadece Ulu Kaya ve Koloviyalı mühendisler ve işçiler kalmıştır. Bunlar da yapımı yirmi yılı aşacak olan anıtın inşası için çalışmaya koyulurlar. Tabi bu sırada ailelerini de adaya getirirler. Adadaki başat ırk Breton olsa da siyasi olarak Koloviya’nın uzantısı olarak Bendu Olo’nun toprağı sayılmıştır. Birinci Çağ 2305’te Ulu Kaya’nın imparatorluktan ayrılmasıyla adanın geleceği de belirsizleşir. İmparatorluk topraklarındaki Bretonların sınır dışı edilmesine karar verir. Tabi bu Systres’te yaşayan Bretonlar için felaket haberidir. Ama Koloviya lordları oyalama taktiğine girişir. Niyetleri bahane bulup isyan etmektir elbette. Neticede 2321’de isyan ederler. Koloviyalılar savaşı finanse etmek için adayı Ulu Kayalı Düşes Martinne Guimard’a satar. Adayı 2328’de ziyaret eden düşes, Bretonların vatanı Ulu Kaya’dan esinlenerek buraya Ulu Ada ismini verir.

Breton Hanedanları

Guimars hanesi adayı yüz elli yıl kadar yönetecektir. 2484’te Firesong Yanardağı tekrar patlar. Adadaki liman yerle bir olur, Amenos adasında filizlenen yeni şehir tamamen yıkılır. Nüfusun üçte biri hayatını kaybeder. Ölenler arasında Ulu Kaya ile diplomatik bağlantıları sağlayan soylular da vardır. Ardından kıtlık yaşanır. Bu sefer druidler sahneye çıkacak ve adayı kurtaracaktır. Kadim bilgileri sayesinde temiz içme suyu ve meyve sebze üretirler. Bu sayede druidler ada halkı tarafından büyük saygı görür. Soylu hanelerin yok olması nedeniyle işçi sınıfının üzerindeki baskı azalır ve birbirlerine yardım ederek özgürlüğe ve refaha kavuşurlar.

Bu özgürlük dönemi 2704’te sona erer. Reman’ın kurduğu imparatorluktan gelen elçiler adanın tekrar Cyrodiil yönetimine alındığını ilan ederler. Özgürlüklerini kaybetseler de Reman İmparatorluğunda refahları devam etmiştir. İkinci Çağ 11’de imparatorluğun yönetimini devralan Akavirli Naip Versidue-Shaie, Amenos adasını ceza kolonisine çevirir. 110 ve 280 arasında Bretonların Mornard Hanesi, naipliğe olan yakınlığı nedeniyle adanın yönetimini devralır. Mornard Hanesi ise Wayrest Krallığını yöneten Gardner hanesinin vasalıdır. Wayrest’ten gönderilen diplomatik mesajlar Kızılmuhafızlı gemiciler aracılığı ile adaya ulaşmaktaydı. Mordnard soyluları da işine gelmeyen durumlarda korsanların elçileri kaçırdığını bahane ederek Gardner hanesini göz ardı etmeyi çoğu kez başarmıştır. Böylece Mornardlar, Systres adasında hukuken olmasa da fiilen bağımsız bir yönetim kurmuştur. Öte yandan adanın bir diğer güçlü hanesi Dufort ise adada ufak ama değerli arazilere sahipti. Mornardlar, Dufortları sindirmek için ellerinden geleni yapmışlardır. İkinci Çağ 478’te Mornard Dükü sahte evraklarla Dufort hanesine komplo kurar ve Dufort topraklarının üçte birine el koyup hane liderini Amenos adasına sürgüne gönderir. Wayrest’teki Gardner hanesi bu olaya tam inanmasa da kendi sorunlarıyla uğraştığından fazla üstüne gitmemiştir. 563’e kadar Mornardlar adanın yegane hakimi olur. Bu tarihte ortaya çıkan Knahaten Gribi, liman adası olan Systres’i derinden etkiler. 565’te adaya giriş çıkışlar kapatılır. Ticaret ile geçimini sağlayan ada halkı için bu ekonomik çöküş demektir. İlerleyen yıllarda Wayrest Kralı olan Emeric, Mornard Hanesini sıcak karşılamamıştır. 566’da Shornhelm Kralı Ranser ile Wayrest Kralı Emeric arasında çıkan savaşta, Mornard Hanesi Ranser’in yanında yer alır. Ama Ranser savaşı kaybeder ve Mornard da Emeric’in sıradaki hedefi haline gelir. Ulu Kral Emeric, Mornard Hanesi’nin tüm yetkilerini ve topraklarının üçte ikisini ellerinden alır. Bu toprakları da Mornardların bir zamanlar bastırdığı Dufort Hanesine devreder; Systres’in yönetimine de yine Dufortları getirir.

İkinci Çağ 583 yani Elder Scrolls Online High Isle chapterı itibariyle Systres takımadalarında Dufortlardan Düşes Elea hüküm sürmektedir.