Akrobasi İcraları

Orijinal Adı:

Bulunduğu Oyunlar:

Kitap Kategorisi:

Çevirmen:

Orjinal ismi: Realizations of Acrobacy

Çeviren: Ahmet Taha Altuğ

 

Yazan: Üstat Rhunen Zebavi

Üstat Gothren akrobatları görmeyi kabul etmişti çünkü eğlenmeye ihtiyacı vardı. Aylardır meslektaşı Telvanni Konsey Üyesi Üstat Neloth ile mücadele ediyordu. Son zamanlarda kendini hep savunmada bulmuştu. Bu kabul edilemezdi: Üstat Gothren rezil Neloth ile yaptığı savaşı kaybediyordu. Efendilerinin silahı Mehrunes’un Hançeri’nden güç alan Neloth’un normalde ödlek birlikleri neredeyse yenilmez olmuştu. Gothren’in kendi birliklerinin, Mehrunes Dagon’ın eserinin iadesini istemesi için dua etmekten başka hiçbir umudu yoktu. Ne kadar yıkıma yol açtığı düşünülünce daedra prensinin Üstat Neloth’un onu kullanmasına belli bir süre daha müsaade etmesi muhtemel görünüyordu.

Dikkatini akrobasiyle dağıtmak hoş bir ferahlama olurdu.

“Grubun hangi numaraları sahneleyebilir?” diye başakrobat Rhunen’e sordu büyücü.

“Eyvah, Kudretli Gothren, biz numara bilmeyiz ki! Sahnelediğimiz tüm akrobasi icraları hiçbir yanılsama olmaksızın gerçektir. Keşke numara bilseydik, gerçek becerilerde ustalaşmak zorunda olmak çok zaman alıcıdır çünkü.”

“Pekâlâ, hangi akrobasi icralarını sahneleyebilirsiniz?” diye sordu Gothren neredeyse gülümseme gibi görünen bir şeyle.

“Üstat Jereth kırık camların üstünde hoplarken on beş alevli küreyi elinde değiştirerek gözlerinizi kamaştıracak. Üstat Tulkiande bacaklarıyla karmaşık örüntüleri takip ederek çemberleri çevirirken bedenini tek parmağıyla taşıyarak sizi hayretler içinde bırakacak. Üstat Mearvis basit bir abanoz bıçağı alacak…”

“Ve şu dışarlıklı bayan?” diye bir tür memnuniyetsizlikle sordu Külhan gruptaki Kızılmuhafız kadına doğru dışlayıcı bir el hareketiyle.

“Üstat Senyndie mi? Ah, Kudretli Gothren, dik yüzeylere tırmanma yeteneğiyle ün yaptığı Balyozyurt’un Alik’r Çölü’nden geliyor o. İnanmak için onu iş üzerinde görmelisiniz. Sizin ve benim yatay zeminde yürüdüğümüz gibi o da dikeyde yürür.”

“Hepsi iyi güzel de ben konağımda dışarlıklılardan hoşlanmam,” dedi Külhan. “Çoğu casus bunların.”

“Ha, şey, Üstat Neloth da benzer şekilde hissediyordu…”

“Neloth?!” diye kükredi Gothren. “O orospu çocuğunu eğlendirdiniz ha?!”

“İki gün önce, evet. İkinizin arasında gergin ilişkilerin olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Onun da grubumuzdaki dışarlıklılarla ilgili kimi endişeleri vardı, gerçi onun özellikle şüphelendiği kişi Khajiit taklacımız Üstat S’Rabba idi. Aslında ironi şurada ki o, S’Rabba’nın sizin için casusluk yaptığını sanmıştı. Şey, Khajiit’i bilirsiniz. Doğrusu, belki de bilmezsiniz.”

“Onlar beni pek az ilgilendiren bir köle ırkıdır.” diye hırladı Gothren.

“Siz de Üstat Neloth gibisiniz öyleyse,” dedi çabucak, tam da bu yorumuyla alevlendirmekten başka bir şey yapmadığı Gothren’in kabaran öfkesinin tamamen farkında olan Rhunen. “O ya Khajiit’e alışkın değildi. Ya da onların kara mizah anlayışına… Üstat S’Rabba’nın bazı alaylı yorumlarını gerçek olarak algıladı ve hepimizin sonu, sizle ve sizin birliklerinizle ilgili istihbarat için işkence edilmek oldu. Siz sahip olmadığınız istihbarat için işkenceye uğrama tecrübesini edinmemişsinizdir herhalde, değil mi? Tavsiye etmem. Sonunda Sadrith Mora’ya bir daha asla ayak basmama şartıyla gitmemize izin verildi. Aslında hepimizin gitmesine izin verilmedi. Anlaşılan Üstat S’Rabba işkenceden ölmüştü. Muhtemelen köle ırklara işkence etme tecrübeniz vardır ve onların nasıl da kolaylıkla konuştuğunu bilirsiniz.”

“Hayır, tecrübem yok,” diye cevapladı Üstat Gothren. Öfkesi dinmişti.

“O sırada belki de yola çıkmalıydık fakat işkence altında sağladığımız eğlence için onun bize hala borçlu olduğuna karar verdik. Nasıl ele geçireceğimizden emin değildik ama deli saçması konuşmalarından birinde çok değerli bir süs eşyasına sahip olduğundan bahsetmişti. Hançer gibi bir şey.”

“Mehrunes’un Hançeri,” dedi ve nefesini tuttu büyücü. “Ne… Ne yaptınız?”

“Üstatlar Harakostil ve Thelegorm kalenin ana avlusuna köprüyü indirebilmek için kendilerini kapıların altından kıvrılıp geçecek kadar sıkıştırdılar. Üstatlar Tulkiande, Mearvis, Jereth, ve ben Üstat Senyndie’i iterek Tel Naga kulesine kaldırmak için bir piramit oluşturduk. O da tırmanarak tepesine çıktı…”

“Tırmanarak çıktı?” diye sordu kuleye aşina olan Gothren.

“Kule yüksekti ama bu Telvanni mantarlarının yüzeyi Üstat Senyndie’nin yeteneklerine sahip biri için hemen hemen bir merdivendir. Bir kaç dakika gibi bir sürenin ardından odadaydı ve hançer elindeydi. Bir kaç dakika daha sonra ise kuleden inmişti ve Geçit Hanı’na doğru koşuyorduk. Şimdi, tüm alçak gönüllülüğümle, diyecektim ki ‘Kimse ayakları üstünde bizim grubumuzdan daha hızlı değildir.’ ama Üstat Neloth’un muhafızları şaşırtıcı derecede süratliydi. Ben muhafızların dikkatini çekerken grubu da geçitten rıhtımlara gönderdim.”

“İtiraf ediyorum, gezici akrobatları cesur eylemlerle hiç bağdaştırmamıştım.” dedi Gothren.

“Cesurluk değildi, ekonomiydi,” diye gülümsedi Rhunen. “İyi bir grup yetiştirmek için gereken zaman ve altın miktarını göz önüne getirdim ve herkesi kurtarmaya çalışmak daha akıllıca göründü. Her neyse, çevredeki muhafızları Geçit Hanı’nın arkasına, diğerlerinden uzağa çektim ve onların güvende olduğundan emin olduğumda duvarın üstünden suya atladım.”

“Duvarın üstünden atladın?”

“Şey, evet, doğrusunu isterseniz atladım. Oldukça uzun… İşten bile değildi, sonuçta suya inebildiğim için. Yine de sadece bedeni şu şekilde yuvarlama ve bükme meselesi. İsterseniz gösteririm.”

“Daha sonra lütfen,” dedi Külhan. “Ne oldu ardından?”

“Buraya, konağa vardık,” dedi Rhunen basitçe.

“Ya ne zaman Üstat Neloth, Mehrunes’un Hançeri’ni sizden geri aldı?”

“Kudretli Gothren, hikâyenin o kısmı henüz yaşanmadı,” dedi Rhunen. “Sizin için gösteri yapmamıza hazır mısınız şimdi? Daha size Üstat Mearvis’in basit bir abanoz bıçağı aldığı ve bir elinde onu, diğer elinde de avuç dolusu batakkamışı çevirdiği en yeni akrobasi icramızı anlatmadım. Tüm etkisini kaybetmesini istemiyorum ama hareketin sonunda çok hoş birkaç papirüs kâğıdınız oluyor.”

“Kulağa zevkli geliyor, Üstat Rhunen,” dedi Gothren. “Birkaç gün içinde onu izleyebilmek için can atıyorum ancak Üstat Neloth ile er meydanında buluşmak için şimdi ayrılmam gerek. Çok yakında bir zafer kutlaması için döneceğim ve tüm akrobasi icralarınızı görmek istiyorum. Bu sırada siz de Telvanni Hanesi’nin Başmuallim’inin imkânları dâhilindeki her lüksün sunulduğu onur konukları olacaksınız.”

“Güya mekân ve atlama tahtası neredeyse Rihad’daki üçüncü derece bir gösterideki kadar hoş olacaktı,” dedi Senyndie birkaç saat sonra odalarına geçtiklerinde. “Neden bu taşra gösterileriyle canımızı sıkıyoruz?”

“Rihad’da bir sürü cambaz var zaten.” dedi Rhunen omuzlarını silkerek.