Aetherius

Kainatın en dış ve sonsuz kısmı Aetherius’tur. Burasının içinde ölümlülerin dünyası olan Mundus, Aedraların kalıntıları olan gezegenimsiler ve Daedrik Prenslerin diyarlarının bulunduğu Oblivion ile boşluk olan Void bulunur. Şu şekilde daha net açıklanabilir, tüm evrenin kovadan ibaret olduğunu varsayalım. Kova Aurbis’tir. Kovanın içinde bulunan ve neredeyse tüm kovayı dolduran su ise Aetherius’tur. Suyun içinde bulunan şeftalinin etli kısmı Oblivion’dur. Şeftalinin çekirdeği de Mundus’tur.

Büyünün kökeni Aetherius’tur, canlılar yaratıldığında Lorkhan’ın diğer kutsalları kandırdığını gören ve canlı yaşamından tiksinen Alî Mimar Magnus, yeryüzünü terk ederek semaya yükselmiş ve fanilerin düzleminden semada bir delik açarak ayrılmıştır. Bu delik güneştir yani Magnus olarak adlandırılır. Onu takip eden Magna Ge’ler de Magnus gibi delikler açarak fani düzlemini terk etmişlerdir ve bunların açtığı delikler de yıldızları oluşturmuştur. Yani Elder Scrolls evreninde gökyüzünde görülen yıldızlar ve güneş aslında Aetherius’a açılan birer kapıdır. Magnus ve Magna Ge’ler ayrılırken gökyüzünü delme sırasında büyü güçlerinin bir kısmını geride bırakmışlardır. Tıpkı matkabın duvarı delerken yere toz dökmesi gibi. Büyünün kaynağı ve yaratıcısı olan Magnus yeryüzünü aydınlatan ışığın da kaynağıdır aynı zamanda. Büyüye çok önem veren Ayleidler, ışık ve büyü arasında bir ilişki kurmuş ve kendi kültürlerinde bunu uygulamışlardır.

Aetherius, fanilerin düzleminden ayrı bir yer yani ölümsüzlüğün düzlemi olduğu için çeşitli ölüm sonrası yaşam oluşumu burada yer almaktadır. Nordların inandığı Sovngarde, Khajiitlerin inandığı Yıldızların Ötesindeki Çöl ve Kızılmuhafızların inandığı Irak Sahiller burada yer alır. Fakat bu ölüm sonrası hayatın olduğu yerlere gitmek için illa Nord, Khajiit veya Kızılmuhafız olma zorunluluğu yoktur. Örneğin 2. Çağ’da Daggerfall Covenant’ın kralı Emeric geçici olarak öldürüldüğünde Breton olmasına rağmen Irak Sahillere gitmiştir.