Akavirliler Sürüngen Miydi?

Tamriel’ı iki kez istila etmeye çalışan Akavirliler, önce Ejdermuhafızı daha sonra Yalımlar örgütünün kurulmasına ön ayak olmuştur. Kendine has sofistike kültürü bulunan doğudaki kıta Akavir’den gelen bu halk sürüngen miydi? Kısa cevabımız, muhtemelen hayır.

Akavir kıtası hakkında çok az şey biliyoruz. Mevcut şartlar göz önünde bulundurulduğunda bu gayet normal, zira Akavirliler Tamriel’a iki kez gelirken, Tamriel halkları Akavir’e sadece bir kez gidebildi. İmparator V. Uriel Septim önderliğinde yapılan karşı istila girişimi ise fiyaskoyla sonuçlandı ve giden lejyonların akıbeti tam olarak bilinmiyor. Öte yandan Tamriel’a gelip burada iki imparatorluğa hizmet edecek olan muhafız birliklerini kuran, Skyrim’deki Sema Alem Tapınağı ve Alduin Duvarı’nı inşa eden, Tamriel’ın askeri geleneklerini baştan aşağı değiştiren bu halk hakkında bu kadar az şey bilmemiz ve spekülasyon yapmamız hayra alamet değil. O yüzden biz de lore sakalımızı takıp, konuyu araştırmaya karar verdik.

Akavir Nedir?

Akavir hakkında detaylı bilgi isteyenleri ilgili çalışmamıza bekleriz. Akavir kısaca Tamriel kıtasının doğusunda bulunan bir kıtadır. Dört farklı ırk yaşar. Yılana benzeyen ve ilk istilayı yapan Tsaesci halkı, buz golemine benzeyen ve ikinci istilayı yapan Kamal ırkı, maymunumsu Tang Mo ve kaplana benzeyen Ka Po Tun ırkının yaşadığı söylenir. Coğrafyası hakkında çok detaylı bilgi yok, ama halkların tanımından yaşadıkları bölgeler hakkında varsayımda bulunabiliriz. Yani buz golemi olan Kamalların yaşadığı coğrafyanın kar ve buzla kaplı olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca ejderhaların ortaya çıktığı yer olduğu da söylentiler arasındadır.

Akavirliler Sürüngendir İddiasının Kaynağı

Bu yabancı halkın sürüngen olup olmadığını araştırmadan önce sormamız gereken sorulardan bir tanesi bu söylentinin nereden geldiği. Bu sayede sözün kaynağına inerek daha kolay sonuca ulaşabiliriz. Tsaesci halkı bu konuda en çok konuşulan halk. Sürüngenimsi ve yılana benzediği söylenir.

Gizemli Akavir kitabında Tsaesciler için Yılan sarayı ifadesi kullanılır, onların Akavir’de bir zamanlar en güçlü ırk olduğu, bu sürüngen halkın uzun zaman önce Akavir’de yaşayan insanları yedikleri ama hala yedikleri insanlara benzedikleri yazar. Yine kitaba göre bu sözde sürüngen halk uzun boylu, korkutucu derecede güzel, altın pullara sahip ve ölümsüz ya da çok uzun yıllar yaşadıkları anlatılır.

Tsaesciler yılan olduğuna dair benzer bir tasvir İlk Çağın Son Yılı 2920 romanında da geçer. İkinci İmparatorluğun varislerinden Prens III. Reman ve imparatorun Tsaesci vekilharcının oğlu Savirien-Chorak arasında yaşanan bir düellonun anlatıldığı paragrafı okuyalım:

“Savirien-Chorak sersemletici saldırılarının bir yenisine başlamak için geriye doğru çekilirken Prens, Chorak’ın kuyruğunu tekmeleyerek geçici olarak geri çekilmesine neden oldu. Chorak hemen kendini toparladı fakat Prens de çoktan ayağa kalkmıştı. Birbirlerinin etrafında daireler çiziyorlardı, ta ki yılan adam elindeki katanayı kavisli bir şekilde kaldırarak Prens’in üstüne atılana kadar.”

Dürüst olmak gerekirse kuyruğunu tekmelemek ve yılan adam betimlemeleri bize Tsaescilerin gerçekten yılanımsı olduğu izlenimini veriyor. Ama bunun bir roman olduğunu ve anlatılanların abartı ile uydurmasyon içerebileceğini unutmamak lazım.

Ve son olarak Tsaescilere dair başka bir kayıt da Vivec’in 7. Vaazında bulunuyor: “Üçüncü forsa baktı, baş aşağı olmuş yüce yılanlar olan gorgonların pulları insan simalıydı.” Gorgon denen yaratık sadece Daggerfall oyununda görülen bir yılan türü. Yine bu satırlarda da yılanlara olan benzerlikten bahsedilmiş. Fakat kaynakların pek güvenilir olmaması asıl sıkıntımız. Vivec’in şair ve abartı konusunda uzman olduğunu, az önceki kaynağın da okuyucuyu eğlendirmek için yazılmış bir roman olduğunu düşünürsek kaynakların güvensizliği yılan mevzusunu zayıflatıyor.

İşin en ilginç kısmı ise Tamriel tarihine bu kadar çok katkısı olmuş, hatta bir kaç yüz yıl boyunca İkinci İmparatorluğu yönetmiş bu ırkın yılan olup olmadığına dair söylentiler bulunması şaşırtıcı bir durum. Kesin kanıtların yetersizliği ve güvensizliği, doğal olarak Akavirli Tsaescilerin yılan olduğu söylentisini boşa çıkartıyor. Yani diyebiliriz ki yılan olduklarına dair söylenenler birer efsane veya uydurma.

İnsana Benzediklerine Dair Kanıtlar

Akavirlilerin yılan olmadıklarını söyledik, öyleyse bunu kanıtlamaya çalışalım. Elder Scrolls Oblivion oyununda haritanın kuzey sınırındaki Soluk Geçit isimli kaleye gittiğimizde burada Akavirli askerlerin iskelet ve hayaletleriyle karşılaşırız. Bu hayaletler ve iskeletler insanımsı görünümdedir ve yılana kesinlikle benzememektedir. Tabi buna karşı argüman olarak, yapımcıların yılan iskelet yapısını oluşturmak istemeyip hazır insan modellemesi kullandıkları söylenebilir. Lakin bu pek mantıklı bir argüman değil çünkü oyunun sadece son kısmında görülen Mehrunes ve Akatosh avatarları yapıldığına göre Akavirlilerin iskeleti de gayet tabi yapılabilirdi.

Soluk Geçit’te ayrıca başka bir Akavirli ulağın yazdığı mektubu okuduğumuzda, yazar üstüne bir kaya parçasının düştüğünü ve ayaklarını hissedemediği için yürüyemediğini yazar. Eğer Tsaesciler gerçekten yılan olsaydı, mantıken ayaklarını değil kuyruğunu hissedemediğini yazardı.

Akavirliler
Akavirliler (Vhysradue)

Ama bu ırkın yılan gibi olmadığına dair en güçlü kanıtlar Elder Scrolls Online oyununda yer alıyor. Northern Elsweyr haritasında yer Sword Master Vhysradue adındaki world boss, ortalama insan boyundan uzun ve tamamen zırhla kuşanmış bir Akavirli silah ustası. Yakından baktığınızda kuyruk göremiyorsunuz. Tıpkı insanlar gibi iki kol ve iki bacaklı. Ama zırhları yüzünden de derisi pulla mı kaplı onu da bilemiyoruz ne yazık ki. Bu noktada Beş Yoldaşların Kronikleri kitabında Abnur Tharn’ın yazdığı cümleye göz atalım: “Eğer kendine kral diyen sözde yöneticiler için her seferinde kenara bir altın koymuş olsaydım, şimdiye Akavir kıtasını o iğrenç yılan halkın pullu ayaklarından kurtarıp satın almış olurdum.” Abnur Tharn ESO’nun ana hikayesinde sıkça karşılaştığımız önemli bir karakter. Tsaesciler için kuyruktan bahsetmiyor ama pullu ayaktan bahsediyor. Belki de Akavirlilere sadece derileri yılana benzediği için böyle denmiş olabileceği akıllara geliyor.

Yine ESO’daki Northern Elsweyr haritasında Hakoshae adındaki köyü kuranlar Tsaescilerin ta kendisi. İkinci İmparatorluğun son hükümdarları Tsaesci vekilharçlardı, ve vekilharç suikast sonucu öldürülünce soylu Akavirliler kuzey Elsweyr’e kaçıp bu köyü kurar. ESO’da bu köye gittiğimizde Emperyal ırkına mensup insanları görürüz. Çünkü arada geçen zamanda Tsaesciler insanlarla evlilik yapmış ve ırksal özellikleri azalarak daha çok insana benzemişler. Yani bu köyde yaşayanlar Tsaesci geni de taşımakta ve kültürlerini de muhafaza etmeye çalışıyorlar.

Chevalier Renald
Chevalier Renald

ESO’da karşılaştığımız bir diğer muhtemel Akavirli kişi ise Şövalye Renald. Alegorik dille yazılan Remanada kitabında adı geçen bu şahıs imparatorun özel muhafız birliği Ejdermuhafızlarının bir üyesi. Elsweyr’deki world boss gibi Renald da sıradan bir insana göre çok uzun. III. Reman’a hizmet eden bu asker ESO’nun geçtiği dönemde hayatta olduğuna göre en az altı yüz yaşında. Kendisiyle konuştuğunuzda ise Akavirli Ejdermuhafızlarının eski derilerini değiştirip yeni imparatorluğun hizmetinde yeniden doğduklarını söyler. Yeni bir dönemin vakti geldiğinde mevcut derisini de değiştireceğini ekler. Deri değiştirmek yılanların yaptığı bir işlem. Ama Renald burada neyden bahsettiği hakkında fazla detay vermez. Bu da akıllara şu soruyu getirebilir, acaba bu elemanlar şekil değiştirme gücüne mi sahip? İnsanların kurtadama dönüşebildiği bu evrende, Tsaescilerin de zaman zaman yılan formuna dönüşebileceğini pekala varsayabiliriz.

Akavirli Tsaescilere dair bir diğer önemli kaynak da kendilerinin oluşturduğu Alduin’in Duvarı. Geleceğe dair kehanet içeren bu duvar kabartmasında, Tsaesciler kendilerini Oblivion oyununda gördüğümüz gibi iki kollu ve iki bacaklı şekilde resmetmiş. Yine ortada bir kuyruk yok.

Son olarak evrenin yaratılışı ve ırkların ortaya çıkışına dair önemli bilgiler içeren Açıklamalı Anuad kitabına göz atalım: “Diğer kıtalarda Gezen Ehlnofeyler insanları oluşturdu, Atmora’da Nordları, Yokuda’da Kızılmuhafızları ve Akavir’de Tsaescileri.”

Bu noktaya kadar ağırlıklı olarak Tsaescileri konuştuk. Akavirdeki diğer üç ırka fazla değinmedik. Bunun sebebi Tamriel tarihine en çok etki eden ırkın Tsaesciler olması. Elimizde Kamal, Tang Mo ve Ka Po Tunlar hakkında çok fazla bilgi bulunmuyor.

Abartılar ve Ötekileştirme

Olaya bir de Tamriellı sıradan bir insanın gözünden bakalım. Hiç gitmediğiniz, farklı dilde konuşan, adını sadece masallarda duyduğunuz bir bölgeden gelen yabancılar ülkenizi istila ediyor. Şehirleriniz yıkılmış, insanlarınız kılıçtan geçirilmiş. Doğal olarak bu istilacılara karşı nefret beslersiniz ve onları bırakın yılana benzetmeyi, doğrudan analarına söversiniz. Tamriel insanlarının da Akavirliler ile ilk karşılaşması bu şekilde gerçekleşiyor, yani bir istila ile. Beklenileceği üzere bunlara sempati beslemeniz beklenemez. Her ne kadar soyluların bakış açısı farklı olsa da tarlası yakılıp ailesi yok edilenler sıradan köylüler.

Bu konuyu bizim gerçek dünyamızda yaşanan çok benzer bir olay ile açıklayabiliriz. Milattan sonra 793’te Vikingler, Kuzey İngiltere’deki Northumbria Krallığına bağlı Lindisfarne Manastırı’nı yağmaladığında, o dönemi yaşayanlar ve yazanlar da benzer şeyler hissetmişti. Anglo Sakson Kroniğinde yağma için şu satırlar yazılmıştır: “Bu yıl Northumbrialıların topraklarında insanları ürküten çok korkunç alametler belirdi: bunlar havada hızla ilerleyen muazzam ışık tabakaları, kasırgalar ve gök kubbede uçan ateşli ejderhalardı.” Havada ilerleyen muazzam ışık tabakasından kasıt Aurora denen doğa olayı olduğunu biliyoruz. Bizim ilgimizi çeken nokta ateşli ejderhalar kısmı. Böyle bir yaratığın olmadığı malum, fakat burada metni yazan keşişler çok büyük ihtimalle Viking gemilerinin pruvasındaki ejderha kafasına benzer oymaları ve bu gemilerin uğradıkları yerleri ateşe vermesini ateşli ejderhaya benzetmiş.

Benzer durumda Tamriel’a gelen Tsaescilerin ortalama bir insandan uzun boylu ve farklı bir savaş kültürüne sahip olduğunu düşünürsek mecazi olarak yılana benzetilmiş olabilir. Hatta elimizde kesin bilgi olmasa da, gerçek dünyadaki Asya kültürlerine benzeyen Akavirli Tsaescilerin gerçekten bir Asyalı gibi çekik gözlü olduğunu düşünün. Hayatında hiç böyle bir yüz tipi görmeyen biri bunu yılan gözüne benzetebilir. Dahası bildiğiniz üzere yılan sürüngen bir hayvan. İnsanlara göre bel hizasından aşağıda sürünerek ilerler. Tsaescilere yılan denerek onların yılan gibi sinsi ve aşağılık birer halk olduğu söylenmek isteniyor olabilir.

Az önce bahsettiğimiz Gizemli Akavir kitabında bahsi geçen Tsaescilerin insanları yemesi meselesi de tamamen metafor olabilir. Yemeden kasıt burada çatal bıçakla afiyetle mideye indirip sindirmek manasında değil, çok büyük ihtimalle kültürel olarak asimile edip yok etmek anlamında kullanılmış.

En nihayetinde günümüzde Mısır piramitlerini uzaylılar mı inşa etti diye tartışılırken, Tsaescilerin insan mı yoksa yılan mı olduğunun bilinememesi çok da şaşılacak bir durum değil. Unutmayın ki asıl önemli olan iyi birer birey olmaktır. Gerisi fasa fiso.