Alduin Duvarı Ne Anlatıyor?

Skyrim’in Alduin’ Duvarı görevinde Esbern’i kurtarıp gittiğimiz Sema Alem Tapınağı’ndaki duvar kabartması hepinizin dikkatini çekmiştir. Yine görevin ismini taşıyan bu duvar aslında binlerce yıl öncesinden geleceğe dair kehanette bulunuyor. Bu çalışmamızda da duvarı kimler ve neden yaptı, ne anlamlar barındırıyor inceledik.

Akavir İstilası ve Reman

Hızlı bir tarih dersi verelim. Birinci Çağ 2703’te Tamriel’ın doğusundaki kıta Akavir’den gelen Tsaesci ordusu, Tamriel’i Skyrim sahillerinden başlayıp işgal etmeye başlar. Cyrodiil’de yerel bir derebeyi olan Reman adındaki lord, komşu lordlarla birleşir ve Skyrim-Cyrodiil sınırındaki Soluk Geçit’te işgalcileri bir güzel tokatlar. Tam bu sırada Tsaesci ordusu, “abi sen ejderdoğansın, biz de ejderdoğan bir imparator arıyorduk meğer o senmişsin, kulun kölen olalım affet bizi agam” diyerek Reman’ın emrine girerler. Tamriel’ın hiç görmediği savaş tekniklerine ve kültürüne hakim olan Tsaescilerin desteği sayesinde sıradan bir derebeyi olan Reman güçlenip insanların İkinci İmparatorluğunu kurar. Akavirli Tsaesci askerler ise ordusunun bel kemiğini oluşturur. Ordu yeni tekniklerle eğitilir, ve Ejdermuhafızları adı altında imparatorun koruması olan özel bir muhafız birliği kurulur. Ejdermuhafızları doğrudan imparatordan emir alır ve sadece ona bağlıdır. Osmanlı’daki yeniçeriler gibi düşünebiliriz.

Zaman içerisinde bu örgütün amacı ve yetkileri doğal olarak genişler. Sadece daimi ordu olmanın yanı sıra imparatorluğa bağlı topraklarda bir nevi vali, elçi görevi de görmeye başlarlar. Doğrudan imparatora çalıştıkları için imparatora hizmet eden vekiller ve yardımcılar aracılığıyla bir soylu sınıfı da oluşur.

Skyrim’de İsyanlar ve Tapınak

Cyrodiil’deki Bulut Hakim Tapınağı, Ejdermuhafızlarının bu bölgedeki karargahıdır. Benzer şekilde Skyrim’deki karargah ise doğudaki Enginyurt bölgesinde kurulan Sema Alem Tapınağı’dır. 2762’de Reman ölür, yerine oğlu Kastav geçer. Kastav babasının aksine tırt bir liderdir. Ejdermuhafızları Yıllığı’nda anlatılana göre 2801’de Kastav, Skyrim mevkibeylerinin zorunlu askerlik kotalarının yerine getirildiğine emin olmak için ejdermuhafızlarından Markarth ve Hroldan şehirlerinde eli kılıç tutan erkekleri esir almalarını emreder. Muhafız lideri bu emri reddeder, çünkü aksi takdirde yerel halk ile ilişkiler gerilecek ve iç savaşa sebebiyet verilebilecektir. İmparator bu itirazı kabul etmez ve emrini yineler.

Üç sene sonra Kışhisar’da isyan çıkar. İmparator bu kez ejdermuhafızlarına isyanı bastırmalarını emreder. Muhafızbaşı bu emri de reddeder. Muhtemelen isyanın yerel çaplı olduğunu, eğer güç kullanırlarsa büyüyebileceğini tahmin etmiştir. Bunun üzerine İmparator Kastav, Skyrim’deki ejdermuhafızlarının erzak tedarikinin kesilmesini emreder ve Cyrodiil’deki birliği isyanı bastırması için gönderir. Cyrodiil’den giden birlik Kışhisar’da kıyım yapar, bunun üzerine bütün Skyrim ayaklanır ve Sema Alem Tapınağı yerel halk tarafından kuşatılır. Kastav’ın kötü politikaları, onun 2806’da tahttan indirilmesiyle sonuçlanır ve yerine II. Reman geçer.

Duvarın İnşası ve Unutuluş

Yeni imparatorun gelişiyle ortalık yatışır. 2809’da Skyrim’deki ejdermuhafızları doğu topraklarında ejderhaların görüldüğü istihbaratını alır. Gözcülerin raporları da bunu doğrular. Üç sene sonra II. Reman’ın izniyle Alduin’in Duvarı’nın yapımına başlanır. Ejdermuhafızları Lideri Jaiv-Yora’nın gözetiminde başlayan bu eserin tamamlanması altı yıl sürecektir.

Ejder irfanı denen, Akavirlilerin kendi kültürlerinden gelen bu bilgilere en hakim kişi olan Jaiv-Yora önderliğinde yapılan duvar kabartması bir kehaneti anlatır, fakat anlamını bilenler azdır. İkinci İmparatorluk bir kaç asır sonra yıkılıp, Ejdermuhafızları örgütü de yok olduğunda hem tapınak hem de duvar kabartması unutulur gider. Zaten anlamını çok az kişi biliyordu, bilenler de yok olunca tarihin tozlu sayfalarında yerini alır.

Duvarın inşa edilme hikayesi böyle. Şimdi gelelim kabartmaların anlamlarına.

Ejder Zulmü ve İsyan

Duvarın sol tarafında ejderhaların etrafa alev püskürdüğünü, insanların çaresizce kaçıştığını, öldüğünü ve mücadelesini görüyoruz. Elf Çağı’nda ejderhalar Skyrim bölgesine hüküm sürüyordu. Son derece gaddar ve ele geçirme güdüsüyle hareket eden bu yaratıklarda acıma duygusu yoktu. İnsanlar da mecburen bunlara tapınmaktaydı ve Ejder Tarikatı denen bir ruhban sınıfı oluşmuştu. Bu tarikat üyeleri Skyrim’de gördüğümüz Ejder Rahiplerinden oluşur ve insanları yönetir, ejderhalar da rahipleri yönetir. Bir nevi kast sistemi gibi düşünebiliriz.

Fakat bu baskı ve zulüm insanların canına tak eder. Önce rahiplere karşı isyan başlar, onlar durumu kontrol edemeyince ejderhalar suçlu masum ayırt etmeden herkesi yakmaya başlar. Ve bu da bizi duvarın sol kısmına getiriyor. Binlerce insan ölür, fakat kimilerine göre Kynareth, kimilerine göreyse Paarthurnax insanlara ejder dilini öğretir. Savaşın seyri artık değişmeye başlar. İnsanlar bu yeni gücü kullanarak ejderhaları avlar. Ama ejderhaların babası Alduin sahneye çıktığında hiçbir dil ona sökmez. Onun için de insanlar Kadim Tomarların gücünü kullanır. Tomarlar mistik güçler barındırmaktadır, ve bu sayede Alduin zamanda ileriye gönderilmiştir. Kabartmanın ortasında ise bu sahnelenir. Skyrim ana hikayesinde kadim tomar kullanarak geçmişe tanıklık ettiğimiz bölümde üç Nord savaşçının Alduin’e karşı savaştığını görürüz. Kabartmada da sağda ve soldaki iki savaşçı nida gücünü kullanarak Alduin ile savaşırken ortadaki sakallı ihtiyar ise Alduin’e öldürücü vuruşu yapıp onu geleceğe gönderir. Yani Skyrim’in geçtiği zamana… Duvar kabartmasının sağ tarafında ise asıl kehanetimiz yer alır.

Ejderdoğan’ın Kitabı ve Kehanet

Ejderdoğan’ın Kitabı’nın son satırlarında duvarın anlamı alegorik bir dille anlatılır;

Karışıklık dünyanın sekiz köşesine hakim olunca,
Pirinç Kule yürüyünce ve Zaman yeniden şekillenince,
Kutlu üçlü mağlup olunca ve Kızıl Kule titreyince,
Ejderdoğan Hükümdar tahtından olunca ve Beyaz Kule düşünce,
Karlı Kule ayrık ve başsız, kanarken,
Cihanyiyen uyanır ve Çark, Son Ejderdoğan’a doğru döner.

Her bir satır aslında seri Elder Scrolls oyunlarının ana hikayesine göndermede bulunuyor ve yine her satırı duvarda görebiliyoruz. Ayrıca burada Kule Teorisi de bulunuyor. Bu teori özetle fanilerin yaşadığı Mundus’u, psikopat Daedrik Prenslerin diyarı Oblivion’dan koruyan büyülü kulelerin koruduğunu ele alıyor. Bunların illa taştan kule olmasına gerek yok, kule mecazi anlam taşıyor, sütun veya kalkan da diyebiliriz. Teoriye göre kuleler yok oldukça koruma kalkanı da zayıflıyor ve hepsi yıkılınca koruyan bir şey kalmayacak ve sonrasında cümbüş. Teorinin detaylarını ve kulelerin neler olduğunu öğrenmek isterseniz Kule Teorisi videomuzu izleyebilirsiniz.

İlk satırdan duvarı incelemeye başlayalım.

Kaos Asası ve Arena

İlk oyun Arena’nın konusu imparator VII. Uriel Septim’in baş büyücüsü Jagar Tharn tarafından hapsedilmesini ele alır. Abanozdan yapılan Kaos Asası Jagar Tharn’ın eline geçer. Asayı kullanarak imparatoru Oblivion’a hapseder. Kimsenin kurtaramaması için de asayı sekiz parçaya bölüp Tamriel’ın farklı yerlerine gizler. Asa mistik güçlere sahip olduğu için yok edilememektedir. Sekiz parçaya bu yüzden ayrılır. Arena oyununda oyuncunun görevi de her bir parçayı bulup asayı birleştirmek ve imparatoru kurtarıp Jagar Tharn’ı ortadan kaldırmaktır. İlk satırdaki “karışıklık dünyanın sekiz köşesine hakim olunca” bu oyunda gerçekleşmiştir.

Numidium ve Ejder Kırılması

Birinci Çağ’da Dwemerlerin inşa ettiği devasa golem Numidium hakkında çok sayıda teori üretilir. Evrenin yaratılışında başat rol oynayan tanrı Lorkhan’ın kalbi kullanılarak Numidium çalıştırıldığında yeryüzündeki bütün Dwemer ırkı yok olur. Niye yok oldukları ve nereye gittikleri bilinmiyor. Numidium’un asıl yapılma amacı dahi bilinemiyor. Bu konuda sayısız teori mevcut. Konudan sapmamak adına bunlara girmiyorum. Fakat bir tanrının kalbiyle çalıştırılan Numidium’un doğaüstü gücü zamanda kırılma yapmaktadır. Yani doğrusal akan zaman farklı kollara bölünür, alternatif zamanlar oluşur. Detaylı bilgi için Ejder Kırılması videomuzu izleyebilirsiniz. Peki bu olaya niye Ejder Kırılması deniyor? Çünkü zamanı yaratan tanrı Akatosh’tur ve Akatosh’un sembolü ejderhadır.

Numidium
Numidium

Tarihte Numidium her çalıştırıldığında zaman kırılması olmuştur. Tabi zaman kırıldığında bir süre sonra tekrar birleşmektedir. Çizgi filmlerde kafasına tavayla vurulan karakterin çevresini üçerli beşerli görmesine benzetebiliriz. Tava kafaya vurulduğunda yani Numidium çalıştırıldığında, karakterin başı döner ve diğer canlıları birden fazla görür yani zaman kırılır. Fakat bir süre sonra kendisine kalır ve herkesi tek parça olarak görür, yani zaman kırılmasının etkisi biter. İkinci oyun Daggerfall’un sonunda da Numidium çalıştırılır ve zaman kırılması gerçekleşir. Yani ikinci satırda yazdığı gibi pirinç kule yürümüş ve zaman yeniden şekillenmiştir.

Tribunal ve Kızıl Dağ

Üçüncü oyun Morrowind’de geçer. Bu bölgeyi tanrı krallar olan Tribunal yani Sotha Sil, Almalexia ve Vivec yönetmektedir. Birinci Çağ’da Numidium’u inşa ederken Lorkhan’ın Kalbini kullanan Dwemer ırkı yok olunca, kalp ortada kalmıştır. Chimer halkının reisi Indoril Nerevar kalbin imha edilmesini savunuyordu. Ne var ki Tribunal tarafından öldürülür. Ve ardından bu üçlü kalbin kutsal gücünü kullanarak tanrısal güçlere erişirler. Olay ilk vuku bulduğunda Indoril kalbi sağ kolu olan Voryn Dagoth’a emanet etmiştir. Voryn kalbin etkisine kapılıp kafayı yemiş ve Tribunal tarafından uzaklaştırılmıştır. Binlerce sene sonra Voryn Dagoth, Dagoth Ur ismiyle tekrar sahneye çıkar ve yarım bıraktığı işi tamamlar. Yani Lorkhan’ın Kalbi’ni ele geçirir.

Tribunal kalbi kaybedince eski güçlerini yitirmeye başlar. Oyundaki ana karakterimiz de teker teker Tribunal ekibini ve Dagoth Ur’u yok eder. En sonda da kalbi imha eder. Morrowind’in tanrı kralları tarihe karışır. Yani kutlu üçlü mağlup olmuştur. Tarihin belirsiz bir döneminde Morrowind’in tepesinde asılı duran göktaşı Baar Dau, Vivec’in kudreti sayesinde durdurulmuştu. Velev ki bir gün Dunmer halkı Vivec’ten yüz çevirmeyi düşünürse, kafalarının hemen üstündeki taş düşecek ve sonlarını getirecektir. Vivec göktaşını bu yüzden yok etmemiştir. Maalesef ki karakterimizin Tribunal’ı yok etmesinden bir kaç sene sonra taş Morrowind’e çakılır ve Kızıl Dağ lav püskürür. Çoğu Dunmer memleketini terk etmek zorunda kalır. Ve Böylece kehanetin üçüncü adımı da tamamlanmış olur.

İmparatorluk ve Ak-Altın Kule

Geldik dördüncü oyun Oblivion’a. Birinci Çağ’ın üçüncü yüzyılında Alessia isyanları neticesinde Akatosh, kendi kanıyla kutsadığı kolyeyi insanlara vermişti. Ve sadece ejder kanı taşıyan yöneticiler bu kolyeyi takabilmekteydi, diğer kişilerin boynundan kayıp düştüğü söylenegelmiştir. Rivayet odur ki, ejder kanıyla kutsanmış bir imparator başta olduğu sürece Mundus güvende olacak ve Oblivion’ın prensleri buraya müdahale edemeyecektir. Burada genelde hataya düşülür ve prenslerin Mundus’a hiç giremeyeceği sanılır. Aksine prenslerin bütün kudretleriyle mekana çökmesini engellemektedir. Nitekim İkinci İmparatorluğun ortadan kalkmasıyla oluşan boşlukta Molag Bal istila girişiminde bulunmuştur.

Oblivion oyununda da Mehrunes sahneye çıkar. Tam anlamıyla bir istila gerçekleştirebilmesi için önündeki engel olan imparator VII. Uriel Septim’i öldürtür. Böylece imparatorluk başsız kalır, ejderdoğan hükümdar tahtından olmuştur. İmparatorluk yıkılınca onun kalbi olan ak altın kule sahipsiz kalmış ve beyaz kule düşmüştür. Dördüncü kehanet de tamamlanır.

Arz’ın Soluğu ve Skyrim İç Savaşı

Doğru bildiniz beşinci kehanet Skyrim oyununu işaret ediyor. Beşinci maddenin üç alt kehaneti var, karlı kulenin ayrık, başsız ve kanaması. Karlı kuleden kasıt Skyrim. Tamriel kıtasının en yüksek dağı Arz’ın Soluğu Skyrim ile ilişkilendirilir. Skyrim oyununun hemen başında at arabasında Ulfric ile beraber infaz edilmeye götürülürüz. Yani beşinci kehanette parmağı olan kişi hemen karşımızda oturmaktadır.

Alduin
Alduin

Nord halkı ikiye bölünmüştür, bir grup bağımsızlığı savunurken diğerleri İmparatorluğun yanında yer alınması gerektiğini savunur. Peki daha önce Skyrim hiç bölünmemiş miydi? Tabi ki de bölündü, hatta Skyrim tarihinin neredeyse yarısı Doğu ve Batı Skyrim olarak var olmuştur. Fakat bu seferki fark, her iki tarafın da bariz bir liderinin olmamasıdır. Ulfric, Skyrim Ulu Kralı Torygg’i öldürünce birleştirici unsur ortadan kalkar. Kendisi de yakayı ele verince ayrılıkçıların da lideri ortadan kalkar. Tarihteki Doğu ve Batı Skyrim krallıklarında daima bir tane kral var olmuştur. Ama bu sefer karlı kule başsızdır, hem Skyrim’in bir ulu kralı yoktur hem de her iki tarafın kendi kralları yoktur. İmparatorlukçuları rahmetli Torygg’in karısı Elisif yönetmektedir lakin kral değildir, ayrılıkçıların lideri Ulfric de esir alınmıştır.

Ve altın vuruşu iç savaş ile yapıyoruz. Kuzeyin evlatları birbirlerine kılıç çekmiştir. Oyunun hemen başında Helgen katliamından kaçarken Ralof veya Hadvar’ı takip etmemiz istenir. Ralof Fırtınapelerin askeridir, Hadvar ise imparatorluk. Ama her ikisi de aynı köyün çocuklarıdır, Irmakkoru’da doğup büyümüştür. Ve karlı kule kanamaktadır. Beşinci kehanet de gerçekleşti…

Cihanyiyen ve Çarkıfelek

Tüm kehanetler gerçekleştiğinde Cihanyiyen’in geçmişten geleceğe gönderildiği vakit gelir ve Alduin Hazretleri Arz’ın Soluğunda ortaya çıkıp yarım kaldığı işi bitirmeye koyulur. Yani kıyameti koparmaya. Ama burada bir de çark ve Ejderdoğan müjdesi verilmiştir. Ejderdoğan’ın biz oyuncu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bizim görevimiz Alduin’i durdurmaktır. Gelelim çarka.

Çark Aurbis’i sembolize etmektir. Aurbis ise bütün kainattır. Aetherius, Oblivion, Mundus bunların alayı Aurbis’in parçasıdır. Çark dendiğinde at arabalarının tekeri aklınıza gelsin. Dış çeperden ortadaki göbeğe doğru parmaklıklar gelir. Tekerin ayakta durması için bu göbek önemlidir, bir nevi çarkı ayakta tutmaktadır. Çark sembolizmi evrenin çoğu köşesinde karşımıza çıkar. İmparatorluk şehrine kuşbakışı baktığınızda çarkı andırır, Hermaeus Mora’nın kadim bilgiler kitabı Oghma Infinium’da da çark vardır. Çark yani Aurbis, yani kainat Ejderdoğan’a döner, çünkü kainatın kaderi ona bağlıdır. Kıyamet kopacak mı yoksa kopmayacak mı?